Kahve
KAHVE
Kahve’ nin sıhhat üzerine tesirlerini bilhassa kahve bileşikleri olan kafein, diterpen alkoller ve klorojenik asit sağlar.
Kafein; günde 200-400 mg aralığında kafein alımının; alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı, hipertansiyon, kanser insidansı, tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve alzheimer üzere bilişsel bozukluklarda yararlı olduğu gözlemlenmiştir.
Diterpen alkoller; Kahvedeki ana kolesterol arttırıcı faktörler olduğu düşünülen bu bileşiklerin, kaynatılarak elde edilen kahve cinslerinde (Türk kahvesi yahut İskandinav kahvesi gibi) sıcak su içerisine boşaltılan kahve cinslerine nazaran daha yüksek ölçüde olduğu gözlemlenmiştir.
Klorojenik asit; Kahvedeki en kıymetli polifenollerdir ve kahvenin antioksidan özelliği buradan gelmektedir.
KAHVE’NİN FARKLI ÇEKİRDEKLERİ: ARABICA VE ROBUSTA
Arabica, Robusta çekirdeklerine kıyasla iki kat daha fazla şeker ve yaklaşık %60 daha fazla yağ içerir. Bu farklılıklar katiyen kahvenin tadını tesirler.
Arabica’nın öbür ince notalarla birlikte biraz çatlak, meyvemsi ve çikolata tadı vermesi de yaygındır.
Robustanın en büyük farkı acı tadıdır; bu öncelikle daha yüksek kafein içeriğinden kaynaklanmaktadır. Robusta çekirdekleri, Arabica çekirdeklerinde bulunan %1,5 kafein içeriğine kıyasla %2,7 kafein içeriği içerir.
Arabica kahve çekirdekleri yaklaşık %5,5 ile %8 ortasında klorojenik asit içerirken, Robusta %7 ile %10 ortasında klorojenik asit içerir. Yani robusta çekirdeklerinin antioksidan içeriği daha yüksektir.
Son olarak, bu kahve çekirdeği çeşitlerinin ikisi de farklı yüksekliklerde yetişir. Arabica yüksek rakımlarda yetişir ve bu yüksek rakımlarda iklim çok daha serttir, hasebiyle kahve bitkileri daha yavaş büyür. Robusta daha düşük rakımlarda büyüyebilir ve üretimi daha kolaydır. Bu sebeple market raflarında robusta kahve fiyatlarının arabica kahvelerden daha düşük olduğunu görürüz.
Share this content:
Yorum gönder