İlişkiniz’de “bağlı mısınız?” “bağımlı mısınız?

Öncelikli bağlı olmanın yahut bağımlı olmanın farkını algılayabilmemiz gerekiyor ki bu
soruya karşılık verebilelim.

“Bağlı olmak” ve “Bağımlı olmak” çok karıştırılıyor olsa aslında birbirinden büsbütün farklı
kavramlar. Biz sağlıklı bir çift bağından bağımlı değil de bağlı olmasını bekliyoruz.

Nedir Bu Bağımlı Olmak?

“Ben onsuz yaşayamam”,
“Karar alırken kesinlikle yanımda o olmalı”,
“Ya benimsin ya kara toprağın”,
“Ondan sonrası karanlık, ben onsuz istikametimi bulamam” üzere cümleler var ise bağımlı
üslupta bir ilgi yaşadığınızı söyleyebilmemiz mümkün.

Aslında bu yazıda aktaracaklarımıza aykırı olarak sinemalarda, dizilerde bizlere empoze
edilen münasebet çeşidi tam da üstte bahsi geçen cümleler ile oluyor. Televizyonda
seyrettiğimiz ve güya bize gerçek bir aşkmış üzere lanse edilen bağlantılar. İki tarafından
aşktan gözünün kör olduğu, akla hayale gelmeyecek jestlerin yapıldığı, erkeğin sürekli
adım atmak zorunda, bayanın ise daima naz yapması gerektiği çiftlerden bahsediyoruz.

Sizce bu halde bir bağlantı ne kadar mümkün?

Kestirim edebileceğiniz üzere bu türlü yaşanan bir sevgililik aslında iki tarafında enerjisini
sömüren ve bu sömürü sonucu daima mutsuz durumların içinde kalınmasını sağlayan
birliktelikler doğuruyor.

Bizlere lanse edilen bağımlı çift olmak başlangıçta size memnunluk veren, ayaklarınızı
yerden kesen bir bağdır. Ve siz artık her an arzulanır olmuşsunuzdur. Onsuz bir anınızı
bile düşünemez, onun olmadığı bir ortamda memnun olmaz hale gelmişsinizdir. Artık biraz
sizin olması yetmez, daima sizin olmalıdır. Ve, memnunluk gitgide derde, külfete, çöküşe
bırakır kendini. Tıpkı birinci başladığınız sigara üzere, alkol üzere, uyuşturucu üzere.

“Kulağa masallarda ki üzere gelen bu öykü de yanlış olan ne?” diye soruyor olabilirsiniz.
İnsan için ruh eşini bulmak, hayatını/hayallerini paylaşacağın biri ile olmak çok değerli.
“Tek olmak yalnızca Allah’a mahsus.” sonuçta lakin insanın istekleri, umutları tek tarafları
olamıyor. Partnerimiz hayatta ne kadar önemli ise işimiz, arkadaşlarımız, eğlencelerimiz
de farklı oranlarda değerli oluyor. Hayatta tek bir alanda yaşayamayız. Çok taraflı olmak
bir tarafımızı doyuruyorken öteki tarafımızı mahrum bırakmamız gerekli ki memnun ve
sağlıklı bir hayat yaşayabilelim. Alakalar de bağlı olmak ile bağımlı olmak ortasında büyük
fark vardır. Bağda bağlılık, şahısların birey olarak başka ayrı var olabildikleri, kendi yaşamları
ile ilgilerini istikrarlı bir formda bir ortada sürdürebilme halidir.

Bağlantılarda bağımlılık kelam konusu olduğunda ise, şahıslardan biri (bağımlı olan kişi) kendi
yaşantısını neredeyse yok sayarak, karşısındaki kişi ile yaşadığı alakaya odaklanır ve
bağın istikrarı kaybolur.

Bağımlı kişi olmak aslında derinlere dayanan yaraların izleri olur genelde. Bu kişi mutlu
bir hayat ya da birliktelik yaşayamıyorken tıpkı formda karşısındaki partnerine de
zorluklar çıkartır.

Burada dikkat etmemiz gereken nokta ise; bağlantıda bağımlı olmayan partnerin birlikteliği
bitirmede zorlanmasıdır. Zira karşınızdaki kişi size o kadar özel hissettirir ki, ilişkiyi
bitirmek aklınıza gelmez. Daima olarak size iltifat eden, sizin yanınızda olmak isteyen,
sizi prens/prenses üzere hissettiren biri vardır hayatınızda. Artık etrafınızda olan
insanlardan farklısınızdır. Onlardan daha üstün, daha hoş ya da yakışıklısınızdır.
Fakat bir yandan da makûs giden, olağan olmayan bir şeyler olduğunu fark ediyorsunuzdur.
Bu çok ilgi orta ara sizi boğmaya, nefes alabileceğiniz ufak bir alan dahi bırakmamaya
başlamıştır.

Bu o denli bir paradoks halini almıştır ki onunlayken mutsuz olursunuz ancak o yokken de
özel hissetmezsiniz. Hayatınızda onun olmaması demek artık sizin de olağan bir insan
olmanız demektir. Artık size bahşedilen o taç gitmiştir.

Burada yapabileceğimiz en âlâ şey birinci etapta fark etmek olacaktır. İçinde olduğunuz
durumu, makûs giden şeyleri fark edebilmek. Sonrasında iki tarafında aslında mutsuz
olduğu bu bağımlı ilişki için gayret sarf etmeniz gerekecektir. Genel anlamda
gözlemlediğimiz bu alaka tablolarında çiftlerin kendi başlarına işleri yoluna koymakta
zorlandıkları.